Kahveli Günler
Eurovision 2025’te, yani bu sene, Espresso Macchiato diye bir șarkı çıkmıștı. Bilirsiniz belki. Gayet espirili bir șarkı olduğunu düșünüyorum, zaten șarkı yarıșmada üçüncülük aldı. Bu keyifli șarkıyı dinledikten sonra elime bir bardak kahve alıp șu lezzetli kahveleri araştırdım, çok zevkliydi.
Kahve, coffea ağacının meyvelerinden çekirdeklerinin ayrılması ve yer yer farklılık gösteren demleme şekilleriyle hazırlanırmış. Her geçen gün daha çok beğeni toplaması sebebiyle de kahve, petrolden sonra en çok ticareti yapılan maddeymiş. Kahvenin ismini nereden aldığıyla ilgili de çeşitli iddialar var. İsmini, kahve ağacına adını veren coffea kelimesinden, Arapça’da “iştahı kesildi” anlamına gelen “-kahiye” fiilinden ya da kahvenin ilk çıkış yeri olan Etiyopya’daki Kaffa bölgesinden almış olabilir.

Biliyor musunuz, kahvenin keşfi ile ilgili bir hikaye anlatılır. 9. yüzyılda Etiyopya’da, o zamanlar Habeşistan’da, çobanlık yapan Kaldi, keçilerin sıra dışı bir biçimde enerjik olduklarını görmüş. Daha sonra keçileri gözlemlemiş ve onların kırmızı meyveli bir bitkiyi yediklerini görmüş. Bu bitkiyi akıl danışmak için derviş Şazili’ye götürmüş; Şazili, aynı enerjik etkiyi kendi üzerinde de görünce kafeinin sihri ilk kez anlaşılmış. Ve kahve 15. yüzyılda Yemen’e kadar ulaşmış. Mısır, Türkiye ve Pers topraklarına varmış. İstanbul’da Venedikli tacirlerin kahveyi tanımasıyla da kahvenin Avrupa yolculuğu başlamış. Şimdi bizim kahve kültürümüze değinmeden olmaz.
Kanuni Sultan Süleyman dönemi… Kahveyi çok sevdiği için Yemen Valisi Özdemir Paşa onu İstanbul’a getirmiş. Saray mutfağında da yerini alan kahve aslında Osmanlı tarihinde 4 kez yasaklanmış. O zamanlar tavada kavrulup dibekte dövüldükten sonra cezvede pişirilerek tüketilen kahve Osmanlı’da bir kültür haline gelmiş. Türk kahvesi özellikle manevi yönüyle büyük ün kazanmış. “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır.” sözünü duymayanımız yoktur. Ayrıca kahve su ile birlikte ikram edilerek ince bir kültür oluşmuş, önce suyu içenin aç, önce kahveyi içenin ise tok olduğu anlayışı gelişmiştir. Kız isteme merasimlerinin de olmazsa olmazıdır bu kahve. Lokumla birlikte sunulan kahvenin manevi değeri bizde çok büyük.
Kahvenin yetişmesi için tropikal iklim bölgeleri çok uygundur. Özellikle Brezilya, Vietnam ve Kolombiya’da yetişir. Kahve üretiminin büyük bir bölümünü ise Güney Amerika ülkeleri karşılar.
Çeşitli kahve çekirdekleri de vardır. Günümüzde yaygın olarak Arabica ve Robusta tercih edilir. Liberia ve Excelsa ise daha az bilinir. Arabica, kahve üretiminin büyük bir bölümünü oluşturur. Düşük kafeinli, kolay içimli ve aromatik oluşu bunun sebeplerinden olabilir. Ayrıca karmaşık tat profili ve asidik yapısıyla bilinir. Tadında çiçeksi ve meyvemsi notalar öne çıkar. Robusta ise sert içimlidir. Arabica’ya kıyasla iki kat daha fazla kafein içerir. Yoğun tadı sebebiyle sert içimli kahvelerde tercih edilir. Kafeinin fazla olması sebebiyle gayet enerji vericidir. Liberica, egzotik ve aromatik oluşuyla dikkat çeker. Odunsu bir tat profiline sahiptir. Aroması yoğundur ve karakteristik bir tadı vardır. Excelsa, Liberica gibi güçlü bir aromaya sahiptir ve düşük kafein içerir. Nadir bulunur. Ekşi ve meyvemsi bir lezzeti vardır. Liberica ve Excelsa, klasik Arabica ve Robusta’nın dışında farklı tatlar arayanlar için idealdir.

Şimdi ise en keyif aldığım konudan bahsetmek itiyorum. Kahve türleri! Farklı lezzetlere sahip birbirinden güzel kahveler… Hangisinden başlasam bilemiyorum. Sanırım başlangıcı espresso ile yapmak en doğrusu olacaktır. Sonuçta espresso, tüm kahvelerin özü olarak bilinir.
Espresso, sert içimli ve yoğundur. En çok tüketilen kahve türüdür. İtalyan kökenlidir. Espresso, 10 gram (1 shot) kahveye 30 ml su eklenmesiyle yapılır. Oldukça yoğundur. Ancak sade olarak değil de süt eklenmiş versiyonlarını içmenizi tavsiye ederim.
Americano, 1 porsiyon espressoya 150 ml su eklenerek yapılır. Amerikan askerlerinin kahvesi olarak bilinir. 2. Dünya Savaşı’nda espressoyu sert bulan Amerikan askerleri için yapılmıştır. Bu kahvenin yapılışıyla ilgili bir püf nokta vereyim. Espresso üzerine sıcak su eklenirse kahve yanar ve daha da acılaşır. Ancak sıcak suyun üzerine espresso ilave edilirse kahve daha lezzetli olur.
Espresso macchiato (Eurovision üçüncüsü), 1 porsiyon espresso üzerine 1 kaşık süt köpüğü eklenmesidir. Konulan süt köpüğü kahve üzerinde benek gibi görünür. Bu yüzden bu kahveye “benekli” anlamına gelen macchiato ismi verilmiştir.
Ristretto, 10 gram kahveye 15 ml su eklenerek yapılır. Tadı çok yoğundur. Espressodan daha serttir. Ayrıca ristretto, İtalyanca “sınırlı” anlamına gelir.
Affogato, 1 porsiyon espresso ve vanilyalı dondurmanın birleşimidir. Evet. bu bir dondurmalı kahvedir. Affogato, İtalyanca “boğulmak” anlamına gelir.
Cafe Latte; 1 porsiyon espresso, 150 ml süt ve süt kremasının birleşimidir. Kısacası sütlü kahvedir. İçimi yumuşaktır. İyi bir cafe lattede köpük değil ince bir krema katmanı bulunur. Karamel vb. şuruplarla lezzetlendirilebilir. Latte, İtalyanca “süt” demektir. Ancak lütfen dikkat edelim, bu kahvenin doğru ismi latte değil cafe lattedir.
Cappuccino; 1 porsiyon espresso, 150 ml süt ve süt köpüğü ile elde edilir. Yani kahve, süt ve süt köpüğü olmak üzere üç katmandan oluşur. Cafe latteden farkı üzerindeki kalın süt köpüğüdür. Bu yumuşak kahve, ismini o dönemdeki Cappucin denen rahiplerden alır. Bu rahiplerin siyah giysileri ve beyaz şapkaları vardır. Cappuccino da yandan bakıldığında kahverengi üzeri beyaz bir görünüme sahip olduğu için bu ismi almıştır. En azından öyle rivayet edilir.
Latte macchiato; 1 porsiyon espresso, 180 ml süt ve süt köpüğü ile yapılır. Cafe latteden farkı biraz daha sütlü olması ve süt köpüğünün olmasıdır. Yandan bakıldığında kahve, süt ve süt köpüğünden oluşan üç katmanı da görünür ve bunlar birbirine karışmaz.
Cafe mocha; 1 porsiyon espresso, 20 gram çikolata, 130 ml süt ve süt kremasından oluşur. İçinde çikolata olmasını çok severim, bence çok güzeldir. Temelde cafe latte tabanına eritilmiş çikolata eklenerek yapılır. Şekerli bir tadı vardır. White mocha şeklinde beyaz çikolatadan yapılan bir çeşidi de bulunmaktadır. Cafe lattede olduğu gibi mocha kelimesinin başına bir de cafe kelimesini getiriyoruz. Doğrusu bu şekildedir ancak kafelerde karşınıza mocha olarak çıkar.
Cortado; 2 porsiyon espresso, 60 ml süt ve süt kremasından meydana gelir. Süt ve kahve miktarının eşit olması sebebiyle cafe latteye göre daha serttir. Cortado, İspanyolca “kesilmiş” anlamına gelir. Espressonun sertliğini kestiği için bu ismi almıştır.
Flat white, 2 porsiyon espresso ve 120 ml süt ile yapılır. Cafe latteden farkı biraz daha yoğun olması ve kremasının daha ince olmasıdır.
Lungo, 10 gram kahve ve 60 ml sudan oluşur. Espressonun daha yumuşak hali gibi düşünülebilir.
Gerçekten çok çeşitli kahveler var ve hepsi de gayet lezzetli. Ama bana soracak olursanız en lezzetlisi cafe mocha derim. Çikolata tadı tam bir lezzet şöleni yaratıyor. Gittiğim kafelerde ilk olarak bu lezzeti denerim. Peki sizin en sevdiğiniz kahve hangisi?
Bu arada Tommy Cash’in seslendirdiği Espresso Macchiato şarkısını dinlemenizi tavsiye ediyorum. Bu yazımı okuduğunuz için teşekkürler. Size kahveli günler diliyorum!
Share this content:
Yorum gönder